GÖRÜNTÜLÜ

Ailesi Çelê hamlesinin öncü komutanı Serhed’i anlattı

Çelê (Çukurca) hamlesinde şehit düşen HPG komutanı Serhed'i (Serhed Güneş) anlatan ailesi, “Evlat kaybetmek zor, ama biz Kürdistan için direnmek zorundayız” diyerek, sonuna kadar şehitlerin izinde olacaklarını vurguladı.

Kürdistan dağlarında ve diğer parçalarda 20 yılını büyük bir mücadele ve direniş ile geçiren, komutan Serhed, Çelê’de başlatılan hamlenin de öncü komutanlarından biri olarak yerini alır. Hamle’de sağlanan başarı da büyük emeği olan komutan Serhed, 8 Ekim günü, mevzisinden tek bir adım bile geri atmadan kahramanca direnir. Komutan Serhed, bu direnişin sonucunda, kendisi de 2 yıl sonra gerilla saflarına katılan ve 2005 yılı 31 Ekim günü Bingöl’de şehit düşen kardeşi Serkeft (Savaş Güneş) gibi bir Ekim gününde sonsuzluğa ulaşarak şehitler kervanına katıldı.

HPG komutanı Serhed’in çocukluğu, gençliği ve mücadele inancını, annesi Gülbeyaz ile babası Vahit Güneş ANF’ye anlattı.

'SERHED ELE AVUCA SIĞMAZDI'

Serhed 1980 yılı 17 Nisan günü Mardin, Stewr (Savur) ilçesine bağlı Barman (Yeşilalan) köyünde dünyaya gelir. Ailenin ilk çocuğu, ilk sevinci olan serhed’e ‘Serhed’ ismi o günlerde Serhed illerinden Kars’ta öğretmenlik yapan ve doğum sırasında hazır bulunamayan babası Vahit Güneş, tarafından verilir.

Serhed’in doğumundan 5 ay sonra, anne Gülbeyaz, Serhed’i alarak, Kars’a babasının yanına yerleşir. Gülbeyaz ana, Serhed, için “Böyle yaramazlık görmedim, inanılmaz yaramaz, yerinde duramayan, ele avuca sığmaz bir çocuktu” diyor. Serhed’i çok sakındığını, bu yüzden sürekli denetimde tuttuğunu anlatan Gülbeyaz ana, Serhed’in buna karşı adeta kendisine başkaldırdığını ve hiçbir şekilde denetlenemediğini kaydediyor.

Serhed’in ilk çocukluk dönemi Kars’taki tek kanepe, döşek ve birkaç çanak çömleğin bulunduğu, devrimcilerin sürekli uğradığı, siyasi tartışmaların yoğun olarak yapıldığı evde geçiyor. Gülbeyaz ana, Kars’ta bir buçuk yıl kaldıklarını, bu dönemin içinde 12 Eylül darbesinin de gerçekleştiğini belirterek, çok büyük zorluklar yaşadıklarını aktarıyor. Zorlu geçen ilk çocukluk dönemi ardından Serhed’in babasının Konya’ya tayini çıkar ve hiç bilmedikleri Konya’ya yerleşirler.

SERHED VE SAVAŞ CESARET VE ZEKALARI İLE DİKKAT ÇEKİYOR

Aile Konya’ya yerleştikten sonra 1982 Ağustos ayında Serhed’in kardeşi ve sonraki yıllarda yoldaşı olacak olan Savaş, dünyaya geliyor. Serhed ile Savaş, çocukluk günlerinde birbirlerinden hiç ayrılmıyorlar. Konya’da yaşadıkları mahallede Serhed ve Savaş’ın cesaret, zeka ve beceri dolu kişlikleri ile herkesin dikkatini çektiğini belirten Gülbeyaz ana, yaşamın her alanında, derste, günlük işlerde, oyunlarda ikisinin de çok başarılı ve becerikli olduklarını ifade ediyor.

Gülbeyaz ana, Savaş’ın Serhed’e göre daha girişken bir yapıya sahip olduğunu anlatarak, unutamadığı bir anıyı şu sözlerle paylaşıyor: “İkisine bir bisiklet almıştık, Savaş, Serhed’e göre biraz daha girişkendi, Savaş, bisiklete biner hiç birşey düşünmeden sürmeye başlardı. Serhed, daha tedbirliydi, Savaş bu yüzden bisiklet sürmeyi ondan önce öğrendiğini söyler, onu kızdırırdı”

SERHED, ARTIK KARADENİZ’DE

Babasının tayini Konya’dan Kastamonu’ya çıkar ve aile bu defa da Kastamonu’da bir köye yerleşir. Serhed ve Savaş’ı babaları kendi sınıfına alır ve okutur. Serhed ve Savaş, ilk ulusal kimliklerine, sömürgeciliğe karşı ilk çelişkilerini burada yaşamaya başlıyor. Artık Kürdistan’da savaşın yoğunlaştığı, PKK hareketi öncülüğünde Kürt halkının direnişini yükselttiği 80’li yılların sonu yaşanıyor, Türk toplumunda anti Kürt duygular devlet eliyle zirveye çıkartılmıştır. Gülbeyaz ana, bu günlerde kendilerine karşı da ırkçı tutum ve yaklaşımların geliştiğini söylüyor. Kısa sürede duruş ve davranışları ile bir takım önyargıları kırdıklarını belirten Gülbeyaz ana ancak yine de Kastamonu’da ırkçı yaklaşımların son bulmadığını anlatıyor.

SERHED KÜRDİSTAN’A KAVUŞUYOR

Kastamonu’da geçen sürecin ardından baba Vahit Güneş, artık Kürdistan’a tayin ister, ve 1989 yılında aile artık Mardin’in Kızıltepe ilçesine gelirler. Serhed, 9 yaşındadır, Kızıltepe özgürlük mücadelesine yüzünü dönmüş, mücadelenin en sıcak alanlarından biridir. Serhed, ailesinin yurtsever duygularının yanı sıra Kızıltepe’nin yakıcı mücadele ortamında ilk gençlik yıllarına adımını atıyor.

SERHED’İN İLK EYLEMİ: NEWROZ ATEŞİ YAKMAK

Serhed, Kızıltepe’de okula devam ediyor, Ortaokul çağında bir yandan aileye her konuda destek olan Serhed, elektronik cihazlara büyük bir merak ve ilgi duyuyor ve babası Serhed’e bir elektronik dükkanı açıyor. Serhad, bir yandan çalışıyor bir yandan okuluna devam ediyorken, Kızıltepe’de gelişen ve giderek büyüyen gençlik örgütlenmesi ve eylemlerine de kayıtsız kalmıyor. Oturdukları Koçhisar Mahallesinde 1992 Newroz ateşini Serhed’in yaktığını söylüyor Gülbeyaz ana. O günler de Newroz ateşi yakmanın büyük bir risk olduğu bir dönemde Serhed’in Koçhisar Mahallesinde bulunan Özmen Parkı karşısında Newroz ateşini yaktığını paylaşan Gülbeyaz ana, ardından polislerin mahalleye baskın düzenlediğini ancak Serhed’in bu ilk eyleminde, yakalanmaktan kurtulduğunu belirtiyor.

SERHED, LİSE ÖRGÜTLENMESİNİN ÖNCÜLERİNDEN BİRİDİR ARTIK

Serhed, için artık Lise’ye başlama zamanıdır. Kızıltepe gençliği yüzünü topyekün dağlara dönmüştür, yakılan yıkılan köylerden gelen onbinlerce göç ile Kızıltepe nüfusu büyük oranda artmış, Kürdistan gençliği Kızıltepe’nin her alanında, okul , işyerleri ve mahallelerde Türk devletinin baskı ve işkencelerine karşı büyük bir öfke ile örgütleniyor. Serhed, böylesi koşullarda, cesareti, emekçi, kararlı özellikleri ve bilinci ile kısa zamanda Kızıltepe gençliğinin Lise örgütlenmesine öncülük etmeye başlıyor.

 “SERHED, SAVAŞ’I DA ÖRGÜTLÜYOR”

Serhed’in Lise yılları kardeşi Savaşın da Ortaokul dönemidir. Gülbeyaz, ana “ Serhed’i biliyorduk, artık çalışmalar içerisinde aktif rol oynuyordu. Ama Serhed’in Savaşı’da örgütlediğini bilmiyorduk, bunu da sonraki yıllarda öğrendik” diye ifade ediyor.

SERHED, ARTIK GERİLLA SAFLARINDA

Serhed, 1997 yılına gelindiğinde Lise eğitimini tamamlıyor ve Üniversite sınavlarına hazırlanıyor. “Serhed’i karşıma aldım ve ona ‘ Oğlum, okumalısın, silahın, kalem olsun’ dedim. Serhed, beni dinlemedi” diyen Gülbeyaz ana, ardından Serhed’in evden ayrıldığını ve bir süre İstanbul’da kaldıktan sonra yönünü dağlara verdiğini aktarıyor.

'SERHED’İN DAĞA GİTTİĞİNİ SAVAŞ’TAN SAKLADIK'

Gülbeyaz ana, Serhed’in ardından Savaş’ın çalışmalara aktif katıldığını belirtiyor. Serhed’in dağa gittiğini Savaş’tan gizlediklerini ancak Savaş’ın zaten önceden Serhed, tarafından örgütlendiğini ve çalışmalarda yer aldığını bilmediklerini paylaşıyor Gülbeyaz ana. Sava’ın , çalışmalarını sürdürürken 1997 yılında tutuklandığını anlatan Gülbeyaz ana, 10 ay boyunca tutuklu kaldığını ifade ediyor.

SAVAŞ DAĞLARIN YOLUNU TUTUYOR

Savaş, 10 aylık tutukluluğun ardından tahliye ediliyor ve çalışmalarına kaldığı yerden devam ediyor. Savaş’ın bu sırada 35 yıl ceza ile yargılanması da sürüyor. Savaş’da artık dağlara gitme vaktinin geldiğini düşünüyor ve 1998 yılında, Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uluslar arası komplonun gerçekleştiği gün olan 9 Ekim günü dağların yolunu tutarak o da abisi Serhed gibi gerilla saflarında yerini alıyor.

SAVAŞ ÖLÜMSÜZLEŞİYOR !

Savaş, gerilla saflarında 7 yıl geçiriyor. Gülbeyaz ana, Savaş’ın 2005 yılında, 31 Ekim günü yaşanan bir çatışmada şehit düşütünü ifade ederek, şunları söylüyor: “Savaş’ın şehadet haberini aldık, Bimgöl’e giderek Savaş’ın cenazesini aldık. Savcı bana ‘Yazık değil mi bu gençlere’ dedi, ben de ona dönerek ‘ Siz 17 yaşındaki bir çocuğu 35 yıl ile yargılarsanız, o da dağlara gider” cevabını verdim.

SERHED, SURİYE ÇALIŞMALARINDA TUTUKLANIYOR

Savaş’ın şehadeti ardından, Serhed, 2007 yılında bir süre Suriye’de ki faaliyetler de yer alıyor. Bu faaliyetler sırasında Serhed’in Suriye rejimi tarafından Halep’te tutuklandığını söyleyen Gülbeyaz ana, “Serhed, gözaltında Irak’tan gelen bir Kürt olduğunu, çalıştığını söylüyor. Yoğun işkence görüyor ama başka ifade vermiyor. 2 yıl tutuklu kaldıktan sonra Serhed, serbest bırakıldı ve yeniden dağlara döndü” diye aktarıyor.

ÇELÊ DİRENİŞİNİN ÖNCÜ KOMUTANI

Serhed, 20 yıllık gerilla yaşamı boyunca hep en önde olur, emeği, direnişi ve fedakarlığı ile örnek bir yoldaş ve komutan olur. Son olarak bu yılın sonbaharında başlatılan Çelê (Çukurca) hamlesinin komutanlarından biri olarak hamlede yerini alan komutan Serhed, Çelê’de Türk ordusuna büyük darbe vuran eylemlerin öncülüğünü yapar.

SERHED DE SAVAŞ GİBİ BİR EKİM GÜNÜ DÜŞER SONSUZLUĞA…

Komutan Çelê’deki üstün başarı ve direnişini sürdürürken, 8 Ekim günü yaşanan bir çatışmada 6 arkadaşı ile birlikte kahramanca direnerek kardeşi, yoldaşı Savaş gibi bir Ekim günü şehirler kervanına katılarak, Savaş ve diğer yoldaşları ile buluşur. Gülbeyaz ana, Serhed’in şehadetini de Savaş’ın şehadetinde olduğu gibi metanet ve başı dik bir biçimde karşıladığını, söylenecek çok söz olmadığını belirterek, tüm Kürdistan halkına baş sağlığı dilediğini ifade ediyor.

“EVLAT KAYBETMEK ZOR, AMA KÜRDİSTAN İÇİN DİRENMEK ZORUNDAYIZ”

Komutan Serhed’in emekli öğretmen olan babası, Vahit Güneş, ise şunları aktarıyor: “Biz Kürtler, hiçbir zaman kimsenin toprağına, malına göz dikmedik. Egemenler yüzyıllardır bizleri sömürdü, inkar etti. En son Türk devleti bizi katletti, inkar etti. Elbete Kürt halkının yiğit evlatları, gençleri buna karşı ayaklanacaktı. Biz de iki çocuğumuzu kaybettik, bu acıdır, hiç bir ana baba istemez evladını kaybetmeyi ama biz Kürdistan için savaşmak zorundayız, bunun için ne bedel gerekiyorsa ödemeliyiz ve ödemeye devam edeceğiz”

...