Abdülkadir Selvi keşke simit satsaydı-Ferda Çetin

...Abdülkadir Selvi, Türk devletinin yüzyıldır denediği ve Kürt halkını bastırmakta kullandığı katliamları bir kez daha öneriyor. Paketlemekten, kelle koparmaktan söz ediyor...

“MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile bir yardımcısı bir sabah Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu'nun kapısını çalıp, ”Paket Türkiye” de derler mi bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var. 30 yıldır PKK ile mücadele eden Türkiye, ilk kez örgüt liderlerinin kellesine para ödülü koydu.

(…)Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla PKK ile mücadele, “En üst seviyeye” yükseltildi. PKK ile mücadelede şimdiye kadar örgüt liderlerini hedef alan bir strateji izlenmedi.

(…)Türkiye 30 yıldır PKK ile mücadele ediyor ama örgüt liderlerine yönelik bir stratejisi olmaması büyük bir zaaftı. Şimdi bu eksiklik gideriliyor. İsrail'in kullandığı etkili bir yöntem. Cemil Bayık, Duran Kalkan ya da Mustafa Karasu'nun ele geçirilmesinin örgütte yol açacağı moral bozukluğu birkaç sınır ötesi operasyona bedel olabilir.
PKK yöneticilerine operasyon teklifi 4 yıl önce gündeme getiriliyor. Ancak karar yeni çıkıyor”.

Bunlar bir gazetecinin görüşleri. Görüşlerine başvurulan, fikirleri sorulan, televizyonlarda insanlara tavsiyelerde bulunan Abdülkadir Selvi’nin görüşleri.
Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi’nin ideal çözüm önerileri.
Abdülkadir Selvi, Türk devletinin yüzyıldır denediği ve Kürt halkını bastırmakta kullandığı katliamları bir kez daha öneriyor.
Paketlemekten, kelle koparmaktan söz ediyor.

12 Eylül darbesi ve Çiller-Ağar döneminin etkili yayını Hürriyet gazetesiydi. Hürriyet’ten de Emin Çölaşan “önemli”ydi. Darbecilerden, MGK üyelerinden aldığı bilgileri “minik kuş bana anlattı”diye yazar, sağı solu tehdit ederdi.
AKP hükümetinin “amiral gemisi” de Yeni Şafaktır. Tetikçi ve tehditçisi de Abdülkadir Selvi’dir. Belli ki bir yerlerden kokular almış.
Barut kokusu, kan kokusu.
Çanak ve kemik kokusu tabiki.

AKP HÜKÜMETİ SELVİ’NİN AKSİNİ SÖYLÜYOR

Abdülkadir Selvi’nin “PKK yöneticilerini hedef alan bir strateji ilk kez izleniyor” tespiti büyük bir yalandır. PKK’nin kurulduğu günden bugüne devletin izlediği hep imha ve tasfiye stratejisidir. 12 Eylül darbesi bile özünde PKK’yi imha stratejisi üzerine inşa edilmiş bir darbedir.
PKK ile mücadelede tüm hükümetler, Kürt Halk Önderi Öcalan’a ve PKK yöneticilerine yönelik suikast planları yapmış; yönetmelikler çıkarılmış, örtülü ödenek ayrılmış ve birçok teşebbüs gerçekleşmiştir. Bunlardan en çok bilineni 6 Mayıs 1996 tarihinde, MİT’in organize ettiği ve Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım’ın görevlendirildiği, Şam’da Öcalan’ı hedef alan başarısız suikasttir.

2011 -2012 döneminde Türkiye’nin Brüksel Elçiliği ve MİT’in ortak planlaması ile KONGRA GEL yöneticilerinden Remzi Kartal, Zübeyir Aydar ve Heci Ehmedi’yi hedef alan ciddi suikast planlamaları yapılmış; Avrupa Birliği üyesi devletlerin istihbarat örgütleri bu planların farkına varmış, Kürt siyasetçileri uyarmış ve tedbir geliştirilmesi üzerine suikast merkezi Paris’e kaydırılmıştır. (http://firat7.rssing.com/browser.php?indx=13294817&item=8424)

ABDÜLKADIR SELVİ’NİN ‘HAVUZ’ ARKADAŞLARI YÖNETMELİĞİ DOĞRULUYOR

Paris’te Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan’ın öldürülmelerinin tipik bir MİT cinayeti olduğu, birçok kanıt ile ortaya çıkmıştır. (http://www.yeniozgurpolitika.org/index.php?rupel=nivis&id=3233)

Dolayısıyla Yeni Şafak Ankara Temsilcisi ya Ankara’da olup bitenden habersizdir ya da gerçek bilgileri manipüle etmektedir. Çünkü Yeni Şafak’ın “siper arkadaşı” Sabah gazetesi, Selvi’yi tekzip ediyor; 9 Mart 2012 tarihli sayısında, PKK yöneticilerinin yakalanması amacıyla hazırlanan “Terörle Mücadele Yönetmeliği”nden söz ediyordu.

KCK YÖNETİCİLERİNİ KATLEDENLERE ÖDÜL VAADİ

AKP hükümeti 2012 yılında yürürlüğe koyduğu ve adına “Terörle Mücadele yönetmeliği” dediği belge ile KCK yöneticilerine yönelik suikast ve katliamları meşrulaştırıyor, katliamı gerçekleştirecek olanları para ile ödüllendiriyordu.
Buna göre KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanları ile Yürütme Konseyi Üyeleri ile HPG Anakarargah Komutanı Fehman Hüseyin, KONGRA GEL yöneticilerinden Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar’ın öldürenlere 4 milyon TL ödül vaddediliyordu. Bu bilgiler 9 Mart 2012 tarihli Sabah ve 19 Ekim 2012 tarihli Hürriyet gazetelerinde yer alıyordu.

Dolayısıyla Abdülkadir Selvi’nin “PKK yöneticilerine yönelik operasyon kararı yeni çıkıyor” iddiası hem çarpıtma hem yalandır.

MGK’NİN 2011 VE 2014 TOPLANTILARINDA ALINAN KARARLAR

2011 yılının başında toplanan MGK, Kürt siyasi hareketine yönelik topyekün saldırı ve imha kararı aldı. Abdülkadir Selvi’nin hocası Fehmi Koru’nun “Tamil yöntemi” diye tanımladığı imha konseptine göre, legal siyasete yönelik siyasi soykırım operasyonları eşliğinde, gerillayı imha operasyonları gerçekleştirilecek, PKK yönetimi ve gerilla darbelenecek, halk desteği de kesilen hareket tasfiye edilmiş olacaktı.

2011–2012 yılları AKP devletinin, sahada ve yurt dışında KCK yöneticilerine yönelik saldırılarının doruğa ulaştığı bir dönem oldu. Herkesin hatırladığı bu dönemi Abdülkadir Selvi’nin hatırlamak istememesi gayet doğaldır. Çünkü dünkü yazısında sözünü ettiği PKK ile mücadelede “en üst düzeyde mücadele” edilmiş ama AKP devleti hem askeri alanda hem siyasal alanda ciddi bir yenilgi almıştı.

Türk devleti 30 Ekim 2014 tarihinde, “Türkiye’nin en uzun süreli MGK toplantısı” olarak basına yansıyan toplantısında da, PKK yönetimini, gerillayı ve halk örgütlülüğünü tasfiye planları yapılmış, bu planlamalar hala uygulamadadır.

KEŞKE ABDÜLKADİR SELVİ ABLASINI DİNLESEYDİ

Alevilik hümanizm ve iyilik inancıdır. DAİŞ icraatı olan  “kelle koparma” anlayışına tamamen karşıdır. Belli ki Abdülkadir Selvi anne ve babasının inancı olan Alevilikten tamamen kopmuştur. Yeni yetme bir DAİŞ sempatizanı olarak dini inancından vazgeçmiş; ikbali için sarayın kapısına secde eden, Erdoğan’a kulluk için kelle avcılığına soyunan “düşkün” mertebesindedir artık.

Bu memleket Abdülkadir Selvilerden önceleri de yüzlerce kez “kök kazıma” hikayesi dinledi. Çok Ertuğrul Özkökler, Fatih Altaylılar, Emin Çölaşanlar, Hüseyin Gülerceler ve Fehmi Korular gördü.
Selvi fukarası da bu kelle koparma ve paketleme hevesi ile kendisini biraz avutsun hele.
Lakin Abdülkadir Selvi’nin durumuna uyan bir söz var: Aynı yanlışı tekrarlayana hatalı, üçüncü kez tekrarlayana aptal diyorlar.
Ne iyi olurdu Abdülkadir Selvi, ablası Fatma Kaya’nın kendisi için söylediği, “keşke simit satıp onuruyla yaşasaydı da bu durumlara düşmeseydi” sözlerini dinleseydi.