Schulz Agenda 2010’dan çıkmayı vaat ediyor

Almanya’da Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) başbakan adayı olan Martin Schulz, partinin son 10 yıldaki itibar kaybının nedeni olan Agenda 2010 adlı reform programında değişiklikler vaat etti.

Aday olmasıyla birlikte SPD’nin anketlerde ilk kez Angela Merkel’in başında olduğu Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) karşı avantajlı konuma geçmesini sağlayan Schulz, partisinin ‘daha sola kayması’ yönündeki talepleri dikkate alacağını gösterdi.

Bielefeld’de çalışan haklarıyla ilgili düzenlenen bir konferansta konuşan Avrupa Parlamentosu eski Başkanı Martin Schulz, SPD’li eski başbakan Gerhard Schröder ile Yeşiller tarafından 2003 yılında hayata geçirilen Agenda 2010 reformlarının yol açtığı haksızlıkları ‘iyileştirme’ vaadinde bulundu.

AĞIR SONUÇLARI OLAN BİR HATA OLDUĞUNU KABUL ETTİ

On yıllarca çalışan ve sigorta primi ödeyen bireylerin ‘emeklerine denk gelecek şekilde’ koruma ve yardımı hak ettiğini söyleyen Schulz, işsizlik durumunda emekçilerin yüz üstü bırakılmaması gerektiğinin altını çizdi. Çalışan hakları, sosyal devlet imkanları ve ücret artışlarının uzun süreden bu yana ‘rekabetin önündeki engeller’ gibi görüldüğüne dikkat çeken Schulz, bunun ‘ağır sonuçları olan bir hata’ olduğunu vurguladı.

Almanya’da İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana temel alınan sosyal piyasa ekonomisi sayesinde istikrar, innovasyon ve ‘adil paylaşımın’ sağlandığını savunan Martin Schulz, sosyal devletin önemine vurgu yaptı.

MİLYONLARCA ÇALIŞANI DÜŞÜK ÜCRETLERE MAHKUM ETTİ

SPD’nin Eylül seçimlerindeki adayı Martin Schulz’un ne düzeyde değiştireceği kestirilemeyen Agenda 2010 Reformları’yla milyonlarca çalışanın hakları işverenler lehine gasp edilmişti. Emeklilik, işsizlik ve sosyal yardımlarda kısıtlamalara gidilen 2000’li yıllarda çalışanların ücretlerinin dondurulması da milyonlarca emekçiyi zora sokmuştu.

2015 yılında hayata geçirilen asgari ücret uygulamasına kadar Almanya’da en az 8 milyon kişinin düşük ücretle çalıştığı biliniyordu. Yine düzenli ekonomik büyüme, ihracatta dünya şampiyonluğu ve işsizlik oranlarındaki düşüşe rağmen ülke nüfusunun yüzde 16’sının yoksulluk içinde yaşıyor olması da Agenda 2010’un sonuçlarından biri olarak görülüyor.

1998 yılında başbakan olan Gerhard Schröder’in katıldığı 2005’teki son seçimlerde yüzde 34 oy alan SPD, 2009’da yüzde 23 ve 2013’te yüzde 25,7 gibi tarihinin en düşük oy oranlarına gerilemişti.

AP eski Başkanı Martin Schulz’un adaylığıyla birlikte SPD’nin oy oranı anketlerde ilk kez yüzde 30’ları aşarken, CDU/CSU’yla aynı düzeye çıkmış durumda.