İngilizler sandık başına gidiyor: Sandıktan koalisyon çıkabilir

Birleşik Krallık'ta bugün yapılacak olan genel seçimlerin son yılların en büyük çekişmesine sahne olması bekleniyor.

Birleşik Krallık'ta bugün yapılacak olan genel seçimlerin son yılların en büyük çekişmesine sahne olması bekleniyor.

2010 yılından bu yana koalisyon hükümeti ile yönetilen İngiltere'de, bu seçimden de koalisyon çıkacağı tahmin ediliyor.

Seçim anketleri Başbakan David Cameron'un Muhafazakar Partisi ile Ed Miliband'ın liderliğini yaptığı İşçi Partisi'nin yarışı başa baş götürdüklerini gösteriyor.

4 Mayıs tarihli en son kamuoyu yoklamasına göre, Muhafazakar Partinin oyların % 33. 5'ini; İşçi Partisinin ise oyların % 33.2'sini alması bekleniyor.

Aynı ankete göre, göçmen karşıtı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi UKIP'in oyların % 13'ünü, şu anki koalisyon hükümetinin küçük ortağı Liberal Demokratlar'ın % 8.6'sını ve Yeşiller'in % 5.2'sini alacağı tahmin ediliyor.

Ada'da bir aydır yürütülen seçim kampanyasında temel olarak 3 ana başlık öne çıktı: Ekonomi, Göçmen Politikası ve AB ile ilişkiler.

Seçim kampanyasında yürütülen ekonomi tartışmalarında istihdam, bütçe açığı ve büyüme oranları tartışıldı ancak tartışmalar 2010 yılından bu yana yürütülen kemer sıkma politikalarında kilitlendi.

2010 yılında iktidara gelen Muhafazakar Parti-Liberal Demokratlar hükümeti, İngiltere'nin II. Dünya Savaşı'ndan bu yana gördüğü en sıkı kemer sıkma politikalarını uyguladı.

Başbakan David Cameron, 2008 krizinin vurduğu İngiltere'de çöken ekonomiyi ayağa kaldırmak için kamu harcamalarında kesinti yolunu seçti.

Başbakanın temel hedefi, krizin vurduğu İngiltere'deki bütçe açığını gidermekti. Başbakan Cameron seçim kampanyasında bütçe açığını 2018 yılına kadar kapatmayı vaat ediyor.

İşçi Partisi de bütçe açığının sıfırlanmasını vaat ediyor ancak bunun için Muhafazakarlar gibi net bir tarih vermiyor ve sadece "Her yıl bütçe açığını kademeli olarak azaltacağız" diyor. Öte yandan İşçi Partisi kemer sıkma politikalarına tamamen karşı değil. Bunun yerine "ılımlı kemer sıkma" politikası öneren İşçi Partisi sol kesimlerin eleştirilerine hedef oluyor.

Göçmen politikaları ve Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler konusunda ise Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi UKIP'in programı dikkat çekiyor.

Kalifiye göçmenlerin ülkeye alınabilmesi için puan sistemiyle başvuruların değerlendirilmesini isteyen UKIP, yılda 50 binden fazla kalifiye göçmen gelmesine de karşı.

Seçimlerin ardından acilen AB üyeliğinin referanduma götürülmesini isteyen parti, "Çıkacak 'Üyeliğe Hayır' sonucuyla derhal AB üyeliği sonlandırılacak" diyor.

Başbakan David Cameron önderliğindeki Muhafazakar Parti ise seçimi kazanırlarsa, 2017'ye kadar referanduma gidilebileceğini ifade ediyor. Liberal Demokratlar ise AB'den çıkış fikrine karşı.

Yarın yapılacak seçimlerde 650 sandalyeli Avam Kamarası belirlenecek. Bir siyasi partinin iktidara gelebilmesi için en az 326 sandalye kazanması gerekiyor.