İklim zirvesi COP21 ‘büyük umutlar’ ve vaatlerle başlıyor

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 21’inci zirvesi COP21, Paris’teki Bourget fuar alanında bugün resmen başlıyor.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin 21’inci zirvesi COP21, Paris’teki Bourget fuar alanında bugün resmen başlıyor. Müzakere görüşmelerinin dün Paris’te yaşamını yitiren 130 kişi için saygı duruşuyla başladığı COP21’e 140’ı aşkın devlet ve hükümet başkanının katılması beklenirken, Paris ve çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı.

Bütün dünyanın iklimsel değişikliklerin önlenmesi için ‘umutlarının’ yönlendirildiği COP21’in başarılı olup olmayacağı merakla beklenirken, bugüne kadar yapılan vaatler dahi yeterli değil.

140’I AŞKIN ÜLKENİN DEVLET BAŞKANLARI AÇILIŞA KATILIYOR

İklimsel felaketlerin önlenebilmesi için küresel ısınmanın 2100 yılına kadar 2 derecenin altında tutulması hedefi için en önemli buluşma olan COP21’in resmi açılışı saat 10’da yapılacak. Zirvenin ev sahibi François Cumhurbaşkanı François Hollande ile BM Genel Sekreteri Ban ki Moon’un açılışını yapacağı COP21 kapsamında heyetlerin müzakereleri ise dün akşam saatlerinde başladı.

COP21 için 195 BM üyesi ülkeden heyetlerin Paris’e gelmesi beklenirken, açılış törenine devlet ve hükümet başkanları düzeyinde katılım gösterecek ülkelerin sayısı 140’ın üzerinde olacak.

ON BİNLERCE POLİS VE JANDARMA ALARMDA

11 Aralık’a kadar sürecek dev zirve, 13 Kasım’da DAİŞ’in Paris’te yaptığı katliam nedeniyle yoğun güvenlik önlemleri altında gerçekleştiriliyor. 15 bini aşkın polis ve jandarmanını sadece konferansın yapıldığı Bourget fuar alanı çevresi ve devlet heyetlerini koruyacağı COP21 nedeniyle Paris ve çevresinde de yoğun önlemler alındı.

COP21’de devletlerin vaatlerini tekrarlayarak, pratik adımlar atmayacağını belirten binlerce kişi ise dün Paris’te dev bir gösteri düzenlemişti. Gösteriye müdahale eden Fransız polisi 200’ü aşkın kişiyi gözaltına almıştı.

MÜZAKERELER PLANLANANDAN DAHA UZUN SÜREBİLİR

On binlerce katılımcının yer alacağı 12 günlük zirve boyunca yüzlerce konferans, seminer ve bilgilendirme çalışması yapılacak. Zirvede yüzlerce çevreci sivil toplum kuruluşu da hazır bulunarak, müzakerelerin başarıyla sonuçlanabilmesi için lobi faaliyetlerini yürütecek.

COP21’de müzakerelerin 11 Aralık Cuma gününe kadar tamamlanması planlanırken, kimi gözlemciler 12 ya da 13 Aralık’a sarkma ihtimalini de göz önünde bulunduruyor. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin iklimsel değişikliklerle mücadele için mali yardım beklentisi bulunurken, Çin, Hindistan, Kanada, Rusya, İran gibi ülkelerin petrol, kömür ve gaz gibi atmosferi kirleten enerji türlerini büyük oranda terk etmelerinin sağlanması zor gibi gözüküyor.

HEDEF ‘KÜRESEL ISINMANIN 2 DERECENİN ALTINDA TUTULMASI

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin imzalandığı 1992 yılından bu yana düzenlenen 21’inci konferans olan COP21 öncesinde 179 ülkenin iklimsel değişikliklerle mücadele edilmesi için vaatlerini BM’ye sunduğu bildiriliyor. COP21’in en belirgin hedefi ise, 2030 yılına kadar küresel ısınmayla mücadele için bağlayıcı ve etkili bir antlaşmanın ortaya çıkarılması.

Ancak 1992’den sonra büyük umutlarla kabul edilen 1997 Kyoto Protokolü’ne rağmen küresel ısınmaya yol açan sera etkili gazların azaltılması konusunda global bir çaba ortaya konmadı.

Yapılan tüm araştırmalar, küresel ısınmanın 1880 yılına oranla en fazla 2 derece ile sınırlandırılmasının zorunlu olduğunu, aksi halde dünyanın birçok iklimsel felaketle karşı karşıya kalacağını gösteriyor. Küresel ısınmadaki en önemli tehlike eşiklerinden olan 1 derecelik ortalama artışın ilk kez bu yıl sağlanacağı açıklanmıştı.

Küresel ısınmanın 2100 yılına kadar 2 derecelik artışla sınırlandırılabilmesi için ülkelerin bugüne kadar vaat ettiklerinden çok daha fazlasını yapması da gerekiyor. Özellikle petrol, kömür ve gaz gibi enerji türleri yerine atmosfere zarar vermeyen veya daha az zararlı olan rüzgar, güneş ve su gibi yenilenebilir enerjilerin benimsenmesi gerekli. Ancak halen dünya ülkelerinin büyük kısmı, daha pahalı olduğunu gerekçe göstererek yenilenebilir enerjiler yerine petrol ve kömür gibi enerjileri tercih ediyorlar.

KİM NELER VAAT EDİYOR?

COP21 öncesinde, atmosferdeki sera gazı salınımlarının büyük kısmından sorumlu ülkelerin BM’ye ilettiği bazı vaatler şöyle:

ÇİN: Atmosfere salınan gazların dörtte birinden sorumlu tutulan Çin, 2030 yılına kadar kömürden kaynaklı karbondioksit (CO2) salınımlarını 2005 yılına oranla yüzde 60-65 oranında azaltmayı vaat ediyor. Çin, aynı zamanda dünyanın yenilenebilir enerjilere en fazla yatırım yapan ülkesi iken, kömür tüketiminin azaltılmasından doğacak enerji açığını yenilenebilir enerjilerle kapatmayı hedefliyor.

ABD: Bugüne kadar CO2 salınımları konusunda gerekli adımları atmakta direnen Amerika Birleşik Devletleri (ABD) aynı zamanda atmosfere en fazla zararlı gaz salan ikinci ülke olan ABD, 2025 yılına kadar gaz salınımlarını 2005 yılına oranla yüzde 26 ile 28 arasında azaltmayı vaat etti.

Avrupa Birliği (AB): Mart ayında AB’nin BM’ye ilettiği yeni iklim planında, gaz salınımlarının 2030’a kadar 1990 yılına oranla yüzde 40 oranında azaltılması hedefi yer alıyordu. Tüm dünyadaki zararlı gaz salınımlarının yüzde 10’u 500 milyonu aşkın nüfuslu 28 AB ülkesine ait.

HİNDİSTAN: Artan nüfusu ve büyüyen ekonomisiyle önde gelen ‘atmosferi kirleten’ ülkelerden olan Hindistan ise karbondioksit salınımını 2030 yılına kadar yüzde 35 azaltmayı vaat ediyor. Hindistan, bunun için 2005 yılındaki salınım düzeyini baz alırken, diğer zararlı gazlara dahil global bir hedef ortaya koymuyor.

Hindistan’ın 2030 yılına kadar atmosfere zarar vermeyen yenilenebilir enerjilerden elde edilen elektrik oranını yüzde 40’a çıkarma hedefine rağmen, kömüre olan bağımlılığı devam edecek. Kömür üretiminin 2020 yılına kadar iki katına çıkacak olması dikkat çekiyor.

RUSYA: Gaz salınımlarında beşinci sırada gelen Rusya ise, 2030 yılına kadar 1990 yılına oranla yüzde 25 ile 30 arasında azaltma hedefliyor. Ancak Rusya’nın geniş topraklarındaki ormanlar sayesinde karbondioksit salınımları zaten ciddi oranda azalırken, ülkenin sanayisinin göstereceği gerçek çabanın sadece yüzde 10 civarında olacağı tahmin ediliyor.

JAPONYA: Kömür tüketiminde önde gelen ve gaz salınımlarında altıncı sırada olan Japonya ise 2030 yılına kadar 2013 yılı salınımlarına oranla yüzde 26’lık bir azaltma vaat ediyor. Japonya’nın bu hedefini gerçekleştirmek için 2011’deki Fukuşima faciası sonrasında terk edilen nükleer enerjiye geri dönüşe güvenmesi ise çevreci kuruluşlar tarafından eleştiriliyor.

BREZİLYA: Atmosfere salınan gazların yüzde 2’sinden sorumlu görülen Brezilya ise gaz salınımlarını 2030 yılına kadar yüzde 43 azaltmayı vaat ederken, buna temel olarak 2005 yılını alıyor. Brezilya da, yenilenebilir enerjilere daha fazla yatırım yapacağını duyurmuştu.

İRAN: Gaz salınımlarında sekizinci sırada yer alan İran, 2030 yılına kadar yüzde 4’lük bir azaltma hedeflerken, uluslararası yaptırımların kaldırılması halinde bunu yüzde 12’ye kadar çıkarmayı vaat ediyor.

Endonezya ise, sera etkili gaz salınımını yüzde 29 oranında azaltacağını, mali yardım yapılması durumunda bu oranı yüzde 41’e çıkarabileceğini duyurmuştu.

KANADA: Geniş petrol kumu yataklarına sahip olan ve daha önce Kyoto Protokolü’nden çıkma kararı alan Kanada, gaz salınımlarını 2030 yılına kadar yüzde 30 azaltacağını ilan etti. Geçtiğimiz ay iktidara gelen liberal hükümet, bir önceki muhafazakar iktidar tarafından vaat edilen ve çevreci örgütler tarafından yetersiz bulunan bu hedefi ‘yeniden gözden geçirme’ sözü vermişti.

Başta Meksika, Gabon, Suudi Arabistan, Fas, Etiyopya olmak üzere gelişmekte veya yükselmekte olan birçok ülke de iklim vaatlerini BM’ye iletmişti.