Fransız uzman: Türkiye'nin Suriye hayali battı, tüm stratejisi çöktü

Fransa'nın dünyadaki diplomasi gündemini takip eden, Ulusal Jandarma Subayları Ekolu ve St-Cyr özel askeri okulu mezunu Hadrien Desuin, Rusya ile Türkiye arasındaki gerilimi analiz etti.

Fransa'nın dünyadaki diplomasi gündemini takip eden, Ulusal Jandarma Subayları Ekolu ve St-Cyr özel askeri okulu mezunu Hadrien Desuin, Rusya ile Türkiye arasındaki gerilimi analiz etti.

Desuin, Türkiye'nin Suriye vilayeti heveslerinin nihai bir şekilde dolaba konulduğunu ve tüm stratejisinin çöktüğünü kaydetti.

Le Figaro gazetesinde yayınlanan analiz şöyle:

"Hava aksaklıkları ve diplomatik yıldırmalar son günlerde Türkiye ile Rusya arasındaki baskıyı arttırdı. Bu baskının hızlı bir şekilde düşmesi gerekir ama bir güç dengesi oluşturması gerekiyor. 

19'uncu yüzyılda, Rus imparatorluğu Osmanlılar tarafından ezilen Doğu azınlıklarını korumak için müdahale ediyordu. Bu asil görev, ona kendi etki alanını uzatmak için iyi bir neden veriyordu. 150 yıl sonra tarih garip bir şekilde yeniden tekerrür etmişe benziyor.

İsrail'in Suriye hava sahasında müdahaleye devam etmek için Kremlin ile bir uzlaşı bulma arayışı kadar, Türkiye de kuzeyde Rusya ile bir koordinasyonu reddediyor.

Türk diplomasisi el hareketleri ile konuşuyor ve hava sahasının ihlal edildiğinden bahsediyor ama sorun başka yerde. Hemen sınırın öbür tarafında. Bu yaz, Türk rejimi uçuşa yasak bir alan kurma niyetini ilan etmişti. Suriye'nin kuzeyinde iki temel hedefi olan büyük bir tampon böyle: Suriyeli mültecileri sabitlemek ama her şeyden önce Kürtler vurmak.  Nihai hedef, Libya örneğinde olduğu gibi Başar El Esad'ı devirmek ve yerine kardeş bir İslamcı rejim yerleştirmek.

MEGALOMANYAK CUMHURBAŞKANI ÇILGINA DÖNDÜ

Ne yazık ki, Türkiye'nin Rus hava müdahalesi karşısında bu hedeflerinin amacına  ulaşamayacağını tespit etmesi gerekiyor. Dört yıllık çabanın ardından, hemen doğusundaki iyi komşuluk politikasının ani gerilemesi megalomanyak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı çılgına çeviriyor. Öyle ki, Suriye'de beslenmesine katkı sunduğu iç savaş Kürt irredantizmi ya da yayılmacı milliyetçiliğini ateşledi ve kendi seçim koalisyonunu bozdu. Osmanlının yeniden restore edilmesi hayali de battı.

Rus hava saldırıları bir çok nedenle Türkler açısından nahoş bir uyanışı ifade ediyor. Şam ve Moskova'dan bakıldığında, Türkiye'nin kendi hava sahasını savunmasında egemenliğini savunma hakkı var. Ama aynı zamanda komşusunun hava sahasını da ihlal edemez. Türkiye'nin bugün hava sahasını korumak zorunda kalması da bunu ortaya koyuyor. Dün Suriye'de saldırı halinde olan Türkiye, bugün savunma pozisyonunda ve Rus uçakları onun topraklarını ısırana kadar gidiyor.

'SURİYE VİLAYETİ' HEVESİ NİHAİ BİR ŞEKİLDE DOLABA KONULDU

Suriye vilayeti konusundaki Türk hırsları, nihai bir şekilde dolaba konuldu ve Ankara'yı kendi iç alçaklıklarına geri gönderildi. Ayrıca Rus uçaklarının, Kunduz'daki karşı örneğe rağmen prensipte sivil yaşamını koruma konusunda endişeli Batı koalisyonu ile aynı angajman kuralları yok. Eğer Suriye'deki Kürt ordusu bir yana bırakılırsa, ilk kez bu kadar çok ve şiddetli hava saldırıları, alan işgal etme yeteneğinde olan karadan birliklerle koordine oluyor. Ve Rus kamuoyu, yaşanacak ilk kazadan dolayı pilotlarından hesap sormayacak.

Yani, Türkiye tarafından desteklenen ve El Kaide ile Laurent Fabius için değerli olan 'ılımlı isyancılar'ı bünyesinde toplayan cihatçı ittifak Fetih Ordusu, yağmur gibi yağan Rus bombaları altında ciddi darbeler alıyor.

TÜRKİYE VE BATI STRATEJİSİ ÇÖKTÜ

Fetih Ordusunun, ikinci aşamada Suriye ordusunun bir kara operasyonuna karşı durmadı gerekecek. Türkiye'nin dostları savaş uçakları geçerken başı aşağıda beklemekle yetinemez. Kendi pozisyonlarını korumak istiyorlarsa, ortaya çıkmaları gerekecek.

Sonuç olarak, ağır zayıflık belirtileri gösteren Suriye ordusu yeniden atılıma geçti.  Rus hava saldırısı Başar El Esad ve arlarında Irak ile İran'ın olduğu ittifaklarının kademeli olarak Halep'e doğru koridor açması, Şam ile Humus ve Hama'ya giden ekseni rehin olmaktan çıkarması, sonra da hiç şüphesiz Palmira'yı geri almasını sağlayabilir.

Kısaca, Rusya'nın sahneye girmesiyle birlikte, tüm Türk stratejisi, ama aynı zamanda Batı stratejisi çöktü. Başar El Esad'ın kalması artık öngörülmez bir hipotez değil, gelecek yıllarda hesaba katılması gereken bir gerçektir. Batılılar, Türk-Suudi ittifakı yararına Putin'i aşırı bir şekilde uzakta tutmakla onu müdahale etmeye itti ve kendilerine rağmen Rusya'yı Ortadoğu'nun kalbine yerleştirdi."