Dünya nüfusu artmaya ve yaşlanmaya devam edecek

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayınlanan yeni rapora göre, dünya nüfusunun artışı bugüne kadar beklenenden biraz daha fazla olacak.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yayınlanan yeni rapora göre, dünya nüfusunun artışı bugüne kadar beklenenden biraz daha fazla olacak. 7,3 milyarlık dünyamızın nüfusu 2100 yılına kadar 11,2 milyara ulaşacakken, kıtalar arasındaki nüfus dengesizliği giderek artacak.

Dünya nüfusundaki yaşlanmanın da katlanarak artacağının belirtildiği rapor, özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki doğum kontrol önlemleri için ayrılan bütçenin iki kat arttırılması gerektiğine dikkat çekiyor.

BM’nin nüfus projeksiyonlarından derlenen yeni rapora göre, 1990 yılında 5,3 milyar olan dünya nüfusu 25 yılda 2 milyar artış gösterirken, 2030 yılında 8,5 ve 2050’de ise 9,7 milyar kişiye ulaşacak. 2100 yılında ise nüfusun 11,2 milyara ulaşacağı tahmin ediliyor.

2050 yılına kadarki nüfus artışına Afrika, Asya ülkeleriyle ABD’nin içinde bulunduğu 9 ülkenin payı yarı yarıya olacak. Buna göre, 35 yıldaki 2,4 milyarlık artışın yarısı sırasıyla Hindistan, Nijerya, Pakistan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Etiyopya, Tanzanya, ABD, Endonezya ve Uganda gibi ülkelerde görülecek.

HİNDİSTAN 2022’DE ÇİN’İ GERİDE BIRAKIYOR

Rapora göre, halen 1,4 milyara yakın nüfusuyla ilk sırada yer alan Çin, 2022 yılına gelindiğinde ikinci sıraya gerileyecek.

Ayrıca 2050 yılına gelindiğinde Nijerya da ABD’yi geride bırakarak, dünyanın en yüksek nüfusuna sahip üçüncü ülkesi konumuna gelecek. Yine 2050’de Çin, Hindistan ve ABD’nin yanı sıra Nijerya, Pakistan ve Endonezya’nın da nüfusları 300 milyonu aşmış olacak.

AFRİKA 4 KAT ARTIŞLA İKİNCİ BÜYÜK KITA

Afrika’daki nüfus artışının 4 kata yakın olacağı tahmin edilen BM nüfus projeksiyonuna göre, 2100 yılında kıtanın nüfusu 4,4 milyar olacak. Afrika halen 1,2 milyar nüfusuyla Asya’nın çok gerisinde bulunuyor.

Rusya’nın da dahil edildiği Avrupa kıtasının nüfusu ise 738 milyondan, 2100 yılında 646 milyona kadar bir gerileme yaşanacak.

DOĞUM ORANI DÜŞMEYE DEVAM EDECEK

Dünya nüfusunun 2100 yılına kadar artacak olmasına rağmen, doğurganlık oranı düşmeye devam edecek. 1990 yılında kadın başına 3 çocuk olan oran, 2010’da 2,5’e gerilerken, 2045’de 2,2’ye düşecek. Bu oranın 2095 yılında kadın başına 2 çocuğa kadar düşeceği hesaplanıyor.

Doğurganlık oranının düşmesine rağmen dünya nüfusunun artmasının en önemli etkeni ise ortalama yaşam süresinin giderek uzaması. 1990 yılında ortalama 65 olan beklenen ortalama yaşam süresi 2010’da 70’e ulaşmıştı. Bu süre 2045’te 77’ye, yüzyılın sonunda ise 83’e kadar çıkacak.

Yine gelişmekte olan ülkelerdeki bebek ve çocuk ölümlerinde görülen azalma da dünya nüfusunun artışında etkili olacak.

YAŞLI NÜFUS 3 KAT ARTACAK

Beklenen ortalama yaşam süresinin artacak olmasıyla birlikte Dünya üzerindeki yaşlı nüfusun genele oranı da katlanacak. 60 yaş üzeri kişilerin toplam nüfus içindeki payı 2050’de 2 kat, 2100’de ise 3 kat artmış olacak.

1990 yılında Dünya nüfusunun yaklaşık 10’da biri yani 500 milyonluk bir kesimi 60 yaşının üzerindeyken, 2010’da bu sayı 900 milyona ulaşmıştı. 2050’de 2,1 milyara ulaşacak olan 60 yaş üstü grubun 2100 yılında ise 3,2 milyara ulaşması bekleniyor. Bu da her 100 kişiden 30’a yakınının 60 yaşın üzerinde olacağına işaret ediyor.

Nüfustaki yaşlanmanın en yüksek olacağı kıta ise Avrupa olacak. Avrupa’da 2050 yılına kadar 60 yaş üstü kişilerin oranı yüzde 34’e kadar yükselecekken, günümüzde Latin Amerika ve Asya’da yüzde 11 ile 12 civarında olan oran 2050’ye kadar yüzde 25’e yükselecek.

Nüfusunun yüzde 60’ını 24 yaşından küçük bireylerin oluşturduğu Afrika kıtasında ise 60 yaş üstü bireylerin oranı yüzde 5 iken, 2050’de yüzde 9’a ulaşacak.

DOĞUM KONTROL ÖNLEMLERİ İÇİN YILLIK 9,4 MİLYAR DOLAR GEREKİYOR

Birleşmi Milletler, dünya nüfusunun aşırı biçimde artmasının önüne geçilmesi için özellikle gelişmekte olan ülkelerde doğum kontrolüne ilişkin önlemlere öncelik verilmesini istiyor.

Rapora göre, gelişmekte olan ülkelerdeki doğum kontrol yöntemlerinin yaygınlaştırılması için yıllık 9,4 milyar dolara ihtiyaç duyuluyor. Rapor, günümüzde bu miktarının yarısının dahi bulunamadığına vurgu yapıyor.