Akdeniz’de mülteci dramları artarak devam edecek

Yunanistan ve Balkanlar’dan girişlerin engellenmesiyle birlikte yeniden mültecilerin birinci güzergahı haline gelen Akdeniz’de facialara her geçen gün bir yenisi ekleniyor.

Yunanistan ve Balkanlar’dan girişlerin engellenmesiyle birlikte yeniden mültecilerin birinci güzergahı haline gelen Akdeniz’de facialara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Çoğunluğu son bir ayda olmak üzere 1 Ocak’tan bu yana Ege ve Akdeniz’de yaşamını yitirenlerin sayısı  bin 200’ü aşarken, bu sayının önümüzdeki haftalardan itibaren daha da artmasından endişe ediliyor.

Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Uluslararası Göç Örgütü (IOM) verilerine göre, geçtiğimiz yıl büyük çoğunluğu Yunanistan üzerinden olmak üzere 1 milyonu aşkın mülteci deniz yoluyla AB’ye giriş yapmıştı. Bu yılın başından 29 Nisan’a kadar ise bu sayı 183 bini aştı ve en az bin 232 kişi boğularak yaşamını yitirdi.

Bu süre zarfında gelen mültecilerin 155 bine yakını Türkiye’den yola çıkarak Ege üzerinden Yunanistan’a, 27 bini ise Libya’dan  Akdeniz üzerinden İtalya’ya gelenlerden oluşuyor. Ancak Ege adalarına gelirken yaşamını yitiren mültecilerin sayısı 376 iken, İtalya’ya gelirken boğulanların sayısı ise 863 olarak belirlenmiş. Bu da, İtalya’ya gelen her 100 mülteciden üçünün yaşamını yitirdiği anlamına geliyor.

LİBYA ÜZERİNDEN GEÇİŞLER ARTACAK; İSTİKRARSIZ DURUM ÖLÜMLERİ ARTTIRACAK

Balkan yolunun kapanmasıyla birlikte özellikle Libya üzerinden İtalya’ya geçişlerde büyük bir artışın yaşanması bekleniyor.

Dün Welt am Sonntag gazetesine konuşan Birleşmiş Milletler Libya özel temsilcisi Martin Kobler, Libya’dan İtalya’ya gelen kişilerin sayısının yılın geri kalan kısmında en az 100 bin olacağını söyledi. İlk üç ayda Libya’dan İtalya’ya 24 bin mülteci gelmesinin yanıltıcı olmaması gerektiğini kaydeden Kobler, kış aylarında hava şartları nedeniyle Akdeniz’in daha az kullanıldığını hatırlattı.

Libya’daki siyasi istikrarsızlığa dikkat çeken Kobler, tam yetkili ve güçlü bir hükümet kurulmadan mülteci göçünün engellenemeyeceğini vurguladı.

AB ve Türkiye arasındaki anlaşma ardından mültecilerin dikkat çekici bir biçimde yeniden İtalya’ya yönelmeleriyle birlikte 2013-2014 yıllarında yaşanan büyük dramların yaşanması kaçınılmaz olacak.

LİBYA-İTALYA ARASINDA FACİA YAŞANMA İHTİMALİ DAHA YÜKSEK

Faciaların artmasındaki bir diğer önemli etken ise Libya’daki iç savaş nedeniyle insan kaçakçılarının neredeyse dokunulmaz bir biçimde hareket edebilmeleri. Bu yılın ilk dört ayında yaşanan 863 ölümün büyük kısmının sadece iki mülteci gemisinde yaşanması da endişeleri haklı çıkarıyor.

Sadece iki hafta önce yaşanan bir tekne faciasında kaybolan mültecilerin sayısının 500 kadar olduğunu tahmin eden Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Çarşamba günü yaşanan bir başka faciada Akdeniz sularında kaybolan kişilerin sayısını 84 olarak vermişti.

1990’lı yılların başından 2012’ye kadar Akdeniz’de yaşamını yitiren mültecilerin sayısı çeşitli kaynaklara göre 18 bin ila 23 bin arasında değişirken, 2013 yılından bu yana yaşamını yitirenlerin sayısı yılda 3 binin üzerinde olmuştu.

AB SINIRLARI KAPATTIKÇA ÖLÜMLER ARTIYOR

Mülteci ölümlerinin artışındaki en büyük neden olarak ise AB ülkelerinin son yıllardaki kontrolleri arttırması ve Akdeniz’de ‘kurtarma operasyonu’ adıyla güvenlik birimlerinin sayısını arttırması gösteriliyor.

Akdeniz’deki sahil güvenlik ve ‘kurtarma’ gemilerinin çoğalmasıyla birlikte şebekelerin mültecileri daha küçük ama tehlikeli olan tekne ve plastik botlarla taşımaya çalıştıkları biliniyor.

Benzer şekilde Türkiye’yle anlaşma sonrasında Yunanistan adaları gibi kısa mesafeler yerine Libya-İtalya arasında yüzlerce millik yol katedilmek zorunda kalınıyor. Bu uzun mesafe de, İtalya ve Yunanistan’a gelen mülteciler ile yaşamını yitirenlerin sayıları arasındaki orantısızlığı açıklamaya yetiyor.

‘AKDENİZ’DEKİ AB MİSYONU DAHA FAZLA MÜLTECİYİ TEŞVİK EDİYOR’

Akdeniz’de halen devam etmekte olan AB Mülteci Kurtarma Misyonu Sophia’nın tersi etki yaptığını ve mültecileri bu yola yönelttiğini düşünmek de yanlış olmaz. Her ne kadar Akdeniz’deki misyon gemilerinin çokluğu tehlikeleri arttırsa da, insan kaçakçıları için iyi bir pazarlama aracı olarak kullanıldığı da biliniyor.

Libya’da aktif olan şebekeler mültecileri, “nasılsa kurtarma gemileri sizi kurtarır” propagandası üzerinden mültecileri bu yoldan Avrupa’ya geçmeye ikna ediyor.

Bu nedenle de bazı AB ülkeleri Akdeniz’deki kurtarma operasyonlarının son bulmasını istiyordu.