29 yıl geçti, milyonlar halen Çernobil felaketini yaşıyor

Çernobil nükleer felaketinin üzerinden 29 yıl geçti. Halen milyonlarca insan radyasyondan etkilenmeye devam ediyor.

Çernobil nükleer felaketinin üzerinden 29 yıl geçti. Halen milyonlarca insan radyasyondan etkilenmeye devam ediyor.

26 Nisan 1987'de Ukrayna nükleer santrali Çernobil'de patlama meydana geldi. Ukrayna o dönem, Sovyetler Birliği içerisinde yer alıyordu.

Nükleer olay, en üst derecelendirme olan 7 düzeyinde sınıflandırıldı. Patlama, 4 nolu reaktörün gücünün kontrolsüz bir şekilde arttırılması nedeniyle meydana geldi.

Patlama ile birlikte radyoaktif maddeler havaya karıştı ve geniş bir şekilde çevreye bulaştı. Bu radyoaktif maddeler çok sayıda insanı anında öldürdü, hastalıklara yol açtı veya uzun vadeli izler bıraktı.

Felaketin yol açtığı ölümler konusunda aradan onlarca yıl geçmesine rağmen halen tartışmalar devam ediyor. Hiç kuşkusuz milyonlarca kişi Çernobil nükleer felaketinin mağduru oldu.

Ukraynalı makamlara göre toplam 5 milyon kişi bu felaketin acısını çekti. Bunlar Ukraynalılar, Belaruslular ve Rusyalılardan oluşuyor

Birleşmiş Milletler 2005'te sunduğu bir bilançoda 4 bin kişin radyasyon nedeniyle öldüğünü belirtti. Dünya Sağlık Örgütü, 600 bini aşkın kişinin de radyasyona maruz kaldığını ifade ediyor.

Çernobil felaketi sadece üç ülkeyi vurmadı. Greenpeace'e göre patlama sonucu açığa çıkan sezyum-137'nin yarıdan fazlası Türkiye’de Marmara ve Karadeniz Bölgeleri’ne ve diğer Avrupa ülkelerine taşındı.

Avrupa'da en az 14 ülke kirlenmiş bölgeler sınıfına girdi. Bunlar Avusturya, İsveç, Finlandiya, Norveç, Slovenya, Polonya, Romanya, Macaristan, İsviçre, Çek Cumhuriyeti, İtalya, Bulgaristan, Moldavya ve Yunanistan.

Çernobil kazasına bağlı olarak Avrupa kıtasının her yanında, İskandinavya’dan Akdeniz ve Asya’ya uzanan coğrafyada daha düşük ama yine de önemli miktarda radyoaktivite yayıldı.

DAHA KÖTÜSÜ DE MÜMKÜN

Aradan 29 yıl geçmesine rağmen Çernobil ismi halen hafızalardaki tazeliğini koruyor. Bu olay, nükleer çağın en büyük felaketi oldu. Ancak o tarihten itibaren biliniyor ki, daha kötüsü de mümkün.

Bununla birlikte, nükleer kirlenme zaman ayarlı bomba gibi insan sağlığı üzerinde başta tiroit olmak üzere kanser hastalıklarına yol açarak etkide bulunuyor.

Çevre örgütü Greenpeace, kanser hastalığı, bağışıklık sistemlerinin zarar görmesi ve kalp hastalıkları gibi sorunlara yol açan radyoaktif kirlenme, üç eski Sovyet ülkesinde 100 bin ila 400 bin kişinin ölümüne yol açabilir.

Çernobil aynı zamanda, kapitalist iktidarların öne sürdüğü yalanların da en açık ispatı olarak hafızalardaki yerini koruyor.

Önce Sovyetler yalan söyledi, sonra batılı ülkeler bu yalana ortak oldu. Bu yalan iktidarların eliyle, bilim dünyasına da sirayet etti. Oysa, Çernobil felaketi Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan iki atom bombasından 100 kat daha radyasyon açığa çıkardı.

BAŞTA ÇOCUKLAR OLMAK ÜZERE MİLYONLAR ETKİLENMEYE DEVAM EDİYOR

Belaruslu Doktor Yuri Bandajevski'ye göre radyasyon halen kirlenen alanlardaki 6 ila 7 milyon kişiyi etkiliyor.

Çernobil felaketinin sağlık üzerindeki etkilerine yönelik araştırmaları tepki toplayan Bandajevski, terörizmle mücadele gerekçesiyle 2001'te 8 yıl hapse mahkum edilmişti.

Bandajevski, Uluslararası Af Örgütü, Avrupa Birliği ve Fransa'da bir komitenin desteği sayesinde altı yıl cezaevinde kaldıktan sonra serbest bırakıldı.

2014'te Fransız vatandaşı olan Bandajevski, "Mağdurların yaşadığı yerlerde, kimse benim son araştırmalarımı duymak istemeyecek" diyor.

Çernobil'in etkileri henüz sona ermedi. Yer altına karışan radyoaktif maddeler ve kirlenen alanlardaki besinlere maruz kalan ikinci kuşak da tehdit altında.

2013'te yapılan bir analiz, yabani mantarların radyoaktif değeri 4700 bakerel olduğunu gözler önüne serdi. İzin verilen miktar ise 500.

Doktor Bandajevski, "düşük dozdaki" radyoaktivitenin zararsız olduğu fikrine katılmıyor.

Özellikle çocuklar için ağır etkileri olacağını düşünen Bandajevski, "Radyoaktivitenin kendisinin oluşturduğu tehlike ve önemin bilincinde olmamız gerekiyor. Benim için mümkün olan tek norm, 0 derecedir" diyor.

Doktor Yuri Bandajevski'nin 2014 ile 2015 arasında yaptığı son araştırmalar, sezyum 137 ve stronsiyumun, yaşları 3 ila 17 arası gençlerdeki kardiyovasküler sorunlarla ilişkisini göstermeye çalışıyor.

3 bin 88 çocuğun incelemeye alındığını belirten Bandajevski, bunların yüzde 81,9'unda kardiyovasküler sorunlar belirdiğine dikkat çekti. Doktor, bu çocukların yüzde 5,6'sının da tiroit kanserine yakalandığına işaret etti.