Polisten üniversite öğrencisi Kul’a taciz ve ajanlık teklifi

Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi Oğuzhan Kul, polis olduklarını söyleyen kişiler tarafından birkaç gün arayla taciz edilerek, ajanlaştırılmak istendi.

İstanbul’da 18 Mayıs günü 10 ayrı noktaya İbrahim Kaypakkaya’nın ölüm yıl dönümü vesilesiyle Kaldıraç Hareketi tarafından asılan pankartlardan birkaç gün sonra Kaldıraç Dergisi okuru ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi Oğuzhan Kul, kendilerini polis olarak tanıtan kişiler tarafından taciz edildi ve ajan olması için baskı yapıldığını açıkladı.

Oğuzhan Kul, polisin kendisine yönelik taciz girişimini ve nedenlerini ANF’ye anlattı.

Polisin ilk tacizinin 20 Mayıs günü Beşiktaş Barbaros Bulvarı’nda yaşandığını anlatan Kul, kendilerini polis olarak tanıtan ve polis kimlikleri taşıyan iki kişinin “GBT kontrolü yapacağız, aranan bir şahsı arıyoruz” açıklamaları ile kimliğini aldığını, bir süre sonra “toplumsal olaylara katılmışsın, ne iş yapıyorsun, okuyor musun” gibi sorular sorduklarını, sonrasında “Bu GBT işi uzayacak, gel yukarıda araç var oraya gidelim” dediklerini söyledi. Polisin "araca gidelim" teklifini kabul etmediğini belirten Kul, olay günü yaşananları şöyle anlattı: “Bu GBT kontrolü biraz daha uzayacak. İstersen biz yukarı doğru, bizim arabaya doğru geçelim dediler. Ben de 'yok, istemiyorum' dedim. Gel yürüyelim o zaman biraz dediler. Sonra işte kimliğim ellerinde olduğu için peşlerinden yürüdüm mecburen. Ardından yolun kenarında 'Kaldıraç’tan arkadaşların var, biliyoruz. İstanbul'un her yerine pankartlar asıldı. Biz seni iki yıldır, üç yıldır takip ediyoruz zaten. Şuradaki eylemde de ben seni gördüm. Dün gece Kadıköy'de doğum günü kutlamasındaydın' gibi, aslında artık verileri nereden aldığını az çok tahmin edebildiğimiz şekilde bir baskı kurmaya çalıştılar. Ardından, 'öğrencisin, zor durumdasın. Biz biliyoruz, çok yakından takip ediyoruz seni. İşte Karadenizlisin. Ailenin haberi var mı? Biz sana yardımcı olabiliriz. Başın sıkıştığında bize ulaşabilirsin' gibi şeyler söylediler.”

Yaşanan polis tacizinden, “Sizin niyetiniz belli, bana ayağını denk al diyorsunuz. Verin kimliğimi, ben gidiyorum” diyerek kurtulan Kul, bu olaydan birkaç gün sonra bu sefer yaşadığı evin önünde polis tacizine uğradığını ve yine aynı kişilerin ajanlaştırma baskısı için kendisiyle konuşmaya çalıştığını belirtti.

O günü de anlatan Kul, evinden çıktıktan sonra evinin hemen yanında bulunan bir sokakta iki kişinin üzerine yürüdüğünü, onların yanından geçmesinden hemen sonra ise 20 Mayıs günü yolunu kesen iki polisin karşısına çıktığını ve konuşmaya çalıştığını belirtti. Kul, ikinci kez yaşanan polis tacizini şöyle anlattı: “Ben çıktıktan sonra, hiç tanımadığım ama görünüşlerinden sivil polis olduğu çok belli olan iki kişi evimin önündeki ara sokaktan üzerime yürüdüler. Herhangi bir temasta bulunmadılar ama bayağı bakışlarıyla falan taciz ettiler. Aralarından geçtim. Ardından iki dakika sonra dört gün önceki iki sivil şahıs, bu sefer tekrar arkadan seslendiler. Yine başka bir ara sokaktaydı. Dönmedim. Ana caddeye kadar çıkana kadar yürüdüm. Sonra döndüm, ne oldu diye. İşte 'Nasılsın? Biz seninle tekrar görüşmek istiyoruz' falan diyerek geldiler bu sefer. Ben de görüşmek istemediğimi söyledim. Dediler ki "nasılsın? Bir sıkıntı var mı? Bizimle görüştüğün için bir şey oldu mu? Biz seninle görüşmek istiyoruz" dediler. Ben de görüşmek istemediğimi söyledim ve "avukatımı arıyorum, onunla görüşeyim bir sorun varsa" dedim. Onu söyleyince gittiler.”